Köken Sözlüğü

Türkçe'ye geçmiş kelimelerin kökenleri ve diğer Türk dillerindeki karşılıkları

3,935 kelime kayıtlı

Farsça Kökenli Kelimeler (80)

Ab

Farsça

Su

Farsça āb/āv آب

Abdest / aptes

Farsça

El suyu, arınma, yunma

Fa ābdast آبدست/آب دست ab: su, dest: el

Abdesthane

Farsça

Yunak

Fa ābdast آبدست/آب دست ab: su, dest: el+hane

Ahenk

Farsça

Uyum, uygunluk

Fa āhang آهنگ

Asayiş

Farsça

Güvenlik

Farsça āsāyiş آسايش

Aşikâr

Farsça

Açık, apaçık, belli

Fa āşikār/āşkār آشكار

Ayin

Farsça

Tapım, tapınma, töre

Fa āyīn آيين

Becayiş

Farsça

Karşılıklı değişme, değiştirim

Fa bacāyiş بجايش

Beddua

Farsça

İlenme, kargış, ah

Fa badduˁā بددعاء

Cenk

Farsça

Savaş, çarpışma, vuruşma

Fa/OFa cang جنگ

Çiftçi

Farsça

Tarançı ve Taruman. Tar- kökü tarım sözcüğündeki sözcüktür.

Fa cuft جفت eş, iki şeyin biri, çift koşulan öküz

Derhal

Farsça

İvedi, andak, tez, çabucak

Fa darḥāl در حال

Derman

Farsça

Em, umar, ot, çözüm, otancak, toy (eskiden ilaç anlamı da vardı.), yakı

Fa/OFa darmān درمان

Dert

Farsça

Ağrı, sorun, kaygı, bun, sıkıntı

Fa dard درد

Destan

Farsça

1.Söylence, yır (Nogaylarda), anlatı 2. Eski Türklerde yomak, kay

Farsça dastān veya dāsitān دستان/داستان

Dürbün

Farsça

Irakgörür, bakaç

Fa dūrbīn دوربين

Endişe

Farsça

Kaygı, tasa, üzüntü

Fa andīşa أنديشه

Enişte

Farsça

Eski Türkçedeki çeşitli karşılıkları: yezde/yezne/cezne

Far Anguşta

Ferman

Farsça

Buyruk, başkal (emir, ferman anlamında kullanılmıştır.), yumuş (emir, ferman anlamında kullanılmıştır.)

Fa farmān فرمان

Gaddar

Farsça

Buyurgan, Kıyan (Eski Türklerde zalim, despot yerine kullanılmıştır.)

Fa ġaddār غدّار

Girdap

Farsça

Burgaç

Fa girdāb گِرْداب

Güzide

Farsça

Seçkin, Seçme, Seçilmiş

Fa guzīda گزيده

Hemcins

Farsça

Türdeş

Fa ham + Ar cins

Hemfikir

Farsça

Oydaş, düşündaş, düşüncedaş

Fa ham aynı + Ar fikir

Hemşehri

Farsça

İldaş, yerdeş

Fa hamşahrī همشهرى

Henüz

Farsça

Azönce, Daha

Fa hanōz/ahanōz هنوز

Kahraman

Farsça

Batur, yiğit, koçak

Fa) ḳahramān قهرمان

Kalender

Farsça

Alçak gönüllü, ermiş, olgun, dünyadan geçmiş kimse

Far Kalenderīye tarikatından çıkan özel ad.

Kār

Farsça

Ongu (eski Türklerde), getiri, kazanç

Fa kār كار 1. yapma, etme, iş, fiil, 2. yapan, eden, 3. meslek, gelir, getiri

Kerhane

Farsça

1. İş yeri, işlik, (fabrika, atölye) 2. Genelev

Fa kār-χāna كارخانه

Kervan, kafile, katar

Farsça

Eski Türkçede Tirkiş, arkış, taban, tapkur (tabur sözcüğü de buradan gelir.)

Fa kārbān/kārvān كاربان/كاروان kafile, katar

Keşan

Farsça

Çeken

Keşide

Farsça

Çekilen, alınan

Fa kaşīda كشيده

Kilk

Farsça

Yazaç

Fa kilk کلڬ

Külhanbeyi

Farsça

Kabadayı

Fa külhân کلخآن

Lacivert

Farsça

Kovak/kevek

Fa lācivardī لاجوردي

Mehtap

Farsça

Ayışığı

Fa meh مه +Fa tâb تآب

Meydan

Farsça

Alan, Ortalık

OFa miḏyān/mayān orta, ortalık yer

Mühür

Farsça

Damga

Fa muhr مهر

Mundar

Farsça

Pis, kötü, ölüt, ölü

Fa murdār مردار

Orospu

Farsça

Yosma, para karşılığı erkeklerle birlikte olan kadın

OFa rōspīk fahişe

Pabuç

Farsça

Ayakkabı, çarık, edük

Fa pâ+pûş ۑآبوش

Peder

Farsça

Ata, baba

Eski Farsça pitar

Pembe

Farsça

Yagan

Fa panba پنبه pamuk

Pençe

Farsça

Tarmak, beşli

Fa panc پنج beş

Rüzgâr

Farsça

Yel, esinti

Fa rūzgār روزگار gün, gündüz, zaman

Sade

Farsça

Yalın, süssüz, duru, gösterişsiz

Fa sāda ساده

Şalgam

Farsça

Kızılca

Fa şalġam شلغم

Sarhoş

Farsça

Esrik

Fa sarχʷoş سرخوش

Şâyân

Farsça

Değer, uyan, olur, uygun.

Fa şāyān شايان

Şeftali

Farsça

Tombak

Fa şaftālū شفت آلو

Şehir

Farsça

Balık, bayar, (kent: Soğdca)

Fa/OFa şahr شهر

Siyah

Farsça

Kara

Fa siyāh/siyah سياه/سيه < Sans śyāmá श्याम

Sûde

Farsça

1-Sürülmüş, tarla gibi işlenmiş, 2-Boyalı, sürmeli.

Far.

Ten

Farsça

Deri, gövde

Fa/OFa tan تن beden, gövde

Tencere

Farsça

Aşaç

Fa tangīra/tanḳīra تنگيره bakır pişirme kabı

Turuncu

Farsça

Şargıl

Fa turung/turunc ترنگ/ترنج

Üstat

Farsça

Uzman, Eliuz

Fa ustād/

Vareste

Farsça

Kurtulmuş, bağışık

Fa vārasta وارسته

Vaz caymak

Farsça

Caymak, dönmek

Fa bāz باز geri

Vaz geçmek

Farsça

Caymak, dönmek

Fa bāz باز geri

Vezir

Farsça

Buyruk (Göktürkler'de vezir ve bakan anlamında kullanılmıştır.), Danışman

Ar wazīr وزير

Yâd etmek

Farsça

Anmak

Fa yād ياد

Yâr

Farsça

1. Sevgili 2. Dik yamaç, uçurum.

1. Fa yār يار yardımcı, arkadaş, dost 2. ETü yār dik yamaç

Yâren

Farsça

Arkadaş, yoldaş

Fa yārān ياران dost, arkadaş

Yârenlik

Farsça

Arkadaşlık

Fa yārān ياران dost, arkadaş

Yaver

Farsça

Yardımcı, buyruk subayı

Fa yārvar/yāvar يارور/ياور

Yegâne

Farsça

Tek, biricik, eşsiz

Fa yagāna يگانه biricik

Yek

Farsça

Bir, tek

Fa yak يك bir

Yeknesak

Farsça

Tekdüze

Fa yak يك bir + Ar nasaḳ نَسَق

Yeksan

Farsça

Bir, düz, eşit, yerle bir, dümdüz

Fa yaksān يك سان bir gibi

Yekta

Farsça

Tek, eşsiz, benzersiz

Fa yaktā يكتا

Yekten

Farsça

Birden, tekten

Fa yak يك bir

Zampara

Farsça

Çapkın, kadınsever, kadınatapar

Fa zanparast زن پرست

Zemin

Farsça

Düzlem, Yer, Taban, Dayanak, Töz, Kat, yerkatı, dayanak, düzlem

Fa zamīn زمين yer, toprak

Zengin

Farsça

Bay, varlı, varlıklı, varsıl, atala, akçalı, bayraç, tuna,

Fa sangīn سنگين

Zira

Farsça

Demeli, bundan dolayı, şundan ötürü, bu nedenle

Fa zīrā زيرا çünkü, şundan ötürü

Zırh

Farsça

Savut, opçin (afşın/afşin)

Fa zirih زره savaş giysisi

Zor

Farsça

Çetin, Güç, Baskı, Sıkıntı

Fa/OFa zūr/zōr زور güç,

Zülf-i siyah

Farsça

Karasaç

Fa zulf-i+Fa siyāh/siyah سياه/سيه