Köken Sözlüğü

Saat

Eski Türkçede çak 2 saat demektir, oğur ise saat.

Ar sāˁa(t) ساعة

Saba

Esinti, yel

Ar ṣabāˀ صباء

Sabah

Erte, gündüz, kuşluk

Ar ṣabāḥ صباح

Sabit

Durağan, duruk, kıpırtısız, kanıtlanmış; kesin, açık, belli

Ar ṯābit ثابت

Sabır

Dayanç, çıdam, dayanma, katlanma, direnme

Ar ṣabr صبر

Sabırlı

Dayançlı, çıdamlı

Ar ṣabr صبر

Sabotaj

Baltalama, baskın, vurkaç, aksatma

Fr sabotage aksatma

Şad / Şat

Farsça şad (mutlu) ile ilgisi yoktur. Türkçede hanedan üyeleri, boy beyleri, cesur kişi anlamına gelir.

Şat: DLT'de cesaret, yiğitlik, cesur, batur anlamında kullanılır.

Sadakat

Bağlılık

Ar ṣadāḳa(t) صداقة

Sadaret

1. Başbakanlık 2. Saygınlık ve öncelik (protokolde)

Ar ṣadāra(t) صدارة

Sade

Yalın, süssüz, duru, gösterişsiz

Fa sāda ساده

Sadece

Yalnızca, yalınca, ancak

Fa sāda ساده

Sadede gelmek

Öze gelmek, konuya dönmek, odaklanmak

Aram ṣdd צדד

Sadık

Bağlı, düşkün, izinde

Ar ṣādiḳ صادق

Sadrazam

1. göğüs, 2. bir şeyin başı, suyun kaynağı, önder + Ar aˁẓam أعظم en yüce, çok büyük 3. Başbakan

Ar ṣadr صدر

Saf

Katışıksız, bön, duru, yalın, özlü

Ar ṣāfi, sāf صَافٍ

Saf kan

Arı kan

Ar ṣāfi, sāf صَافٍ +kan

Saf tutmak

Dizilmek, sıralanmak

Ar ṣāfi, sāf صَافٍ

Safahat

Evreler, aşamalar

Ar ṣafaḥāt صَفَحَات

Safha

Evre, aşama

Ar ṣafḥa(t) صفحة

Safra

Öd

Ar ṣafrāˀ صفراء

Safra kesesi

Öd kesesi

Ar ṣafrāˀ صفراء

Şaft

Dingil

İng shaft

Saha

Alan, yer, bölge

Ar sāḥa(t) ساحة

Şahadet

Tanıklık, tanık olma, Allah yolunda ölme (ve buna tanıklık etme)

Ar şahāda(t) شَهادة

Sahaf

Betikçi, eski betikevi

Ar ṣaḥḥāf صحّاف

Sahi

Gerçekten, sağ, sağlam, sağlıklı, gerçek

Ar ṣaḥīḥ صحيح

Sahici

Gerçek, gerçekçi, doğru

Ar ṣaḥīḥ صحيح

Sahih

Sağlam, gerçek

Ar ṣaḥīḥ صحيح

Sahil

Kıyı, kumsal

Ar sāḥil ساحل

Sahip

1. İye 2. arkadaş, yoldaş

Ar ṣāḥib صاحب

Sahip çıkmak

İye çıkmak, korumak, kollamak

Ar ṣāḥib صاحب

Şahıs

Kişi, birey, yalnık

Ar şaχṣ شَخْص

Sahra

Ova, çöl

Ar ṣaḥrāˀ صحراء

Sahur

Erlik (İllik-yerel ağızlarda)

Ar saḥūr سَحُور seher zamanı yemeği

Saik

İtki, güdü, güdüleyen ve yönlendiren neden, istek

Ar sāˀiḳ سائق

Saika

Yıldırım

Ar sāˀiḳ سائق

Sair

Öbür, diğer, öteki

Ar sāˀir سائر

Sakar

Sarsak, sakar, özensiz, ivegen

ETü sark-/salk-

Sakat

Sökel, engelli (Arapçada düşük, döküntü, hor)

Ar saḳaṭ سَقَط

Sakin

Dingin, durgun, abınak, avunuk, avunmuş, algur

Ar sākin ساكن

Salamanje

Yemek odası

Fr salle à manger yemek salonu

Şalgam

Kızılca

Fa şalġam شلغم

Salise

Oğurçak

Ar ṯāliṯa(t) ثالثة

Saltanat

Kağanlık, önderlik, erklik, yönetme, yönetim

Ar salṭana(t) سلطنة (sultanlık etme)

Şalter

Çevirgeç, Açar

Alm Schalter akım kesici < Alm schalten kesmek, yarmak

Şalvar

Tuman

Salyangoz

Sümüklü böcek

Yun sálion σάλιον tükürük

Şamandıra

Yüzertop, güvenlik, güventopu

Yun simádi σημάδι işaret

Samimi

İçten, yalın, yapmacıksız, aygan, burul, içgin

Ar ṣamīmī صميمى

Sanatoryum

Sağaltımevi, sağlıkevi, sayrıevi

Lat sanare, sanat- iyileştirmek

Sanayi

Uran, işleyim

Saniye

Oğurdak

Ar ṯāniya(t) ثانية

Şans / Talih / Baht

Uğur, ıraz, uraz, uras, olcay

Şans: Lat cadentia payına düşme , Talih: Ar ṭalaˁa طَلَعَ . , Baht: Fa/OFa baχt بخت

Sansasyon

Vurunç, dalgalanma, çarpınç

Lat sentire, sensat- duymak

Sansasyonel

Çarpıcı, Vurucu, Sıradışı

Lat sentire, sensat- duymak

Sansüalizm

Duyumculuk

Fr sensualism

Sansür

Kısınç, baskı, sıkı denetim, kısıtlama, yasaklama

Lat censura, Lat censere yargılamak

Şantiye

Yapıalanı

Lat cantherius yük atı

Santra

Başlama vuruşu, orta yuvarlak

EYun kéntron κέντρον merkez

Santral

Özek, özeklik, özeksel, erkevi, ortay, çağrı ortayı

EYun kéntron κέντρον merkez

Santrfor

Orta akıncı, orta uç

İng centre forward orta ileri

Santrifüj

Ortaykaç, ortaykaç gücü

Fr centrifuge / İng centrifuge < Lat centrum

Şarampol

Yar, yan çukur

Alm schrancpaum çit kazığı

Şarbon

Karakabarcık, Karayanık, Yanıkara

Lat carbon kömür

Sarfiyat

Gider, tüketim

Ar ṣarf صرف

Sarhoş

Esrik

Fa sarχʷoş سرخوش

Sari

Bulaşıcı, bulaşkan, akıcı

Ar sāri ٍسارٍ

Sarı

Sarı, sara/sura

Tr sarıg

Şarj

Yükleme, Doldurma

OLat carrica araba yükü

Şarjör

Yükleyici, doldurucu

Fr charger yüklemek +or

Şark

Doğu

Akad şarḳu kan

Şarkiyat

Doğubilim

Akad şarḳu kan

Şart

Koşul

Ar şarṭ شرط

Şartname

Koşul belgesi

Ar şarṭ شرط+name

Şaşaa

Parıltı, gösteriş, albeni, parlama, ışıltı

Ar şaˁşaˁa(t) شعشعة

Şasi

Çatkı, gövde, ana gövde

Fr châsse sandık < Lat capsa

Satıh

Yüzey, görünen, alan, düzlem, yassı, yatay, düz

Ar saṭḥ سطح

Satürn, Zuhal

Erkliğ (erkli), sekendiz (sekentir), seken

Latince, Arapça

Şayak

Şayak

TTü saya çuhaya benzer bir kumaş

Şâyân

Değer, uyan, olur, uygun.

Fa şāyān شايان

Şeamet

Uğursuzluk

Ar şiˀāma(t) شىٔامة

Seans

Oturum, gösterim, oynatım, kez, süre

Lat sedere, sess- oturmak +entia

Sebat

Direşim, dayanma, dayanım

Ar ṯabāt ثبات

Şebeke

Örgüt, ağ

Ar şabaka(t) شبكة

Sebep

1.Neden, 2. ip, urgan, 3. yol, yolak (rota) araç, 4. gerekçe

Ar sabab سبب

Seccade

Yükünçlük (Karahanlılar döneminde namaz: yükünç)

Ar saccāda(t) سجّادة

Şecere

Soyağacı

Ar şacara(t) شَجَرَة

Seciye

Ira, özyapı, kişilik

Ar sacīya(t) سجية

Seda

Ses, ün

Ar ṣadāˀ صَدَاء

Sedalı

Sesli, ünlü

Ar ṣadāˀ صَدَاء

Sedasız

Sessiz, ünsüz

Ar ṣadāˀ صَدَاء

Sedatif

Yatıştırıcı

Lat sedare, sedat- oturtmak

Sedimantasyon

Çökelme, çökelim

Lat sedere, sess- oturmak +ment-

Şef

1. Baş, başçı, başkan, önder 2. Baş aşçı

Lat caput, capit- baş

Sefalet

Yoksulluk, yoksunluk, yokluk

Akadca şapālu alt, aşağı

Sefaret

Büyükelçilik, elçilik

Ar safīr سفير elçi

Sefarethane

Büyükelçilik, elçilik

Ar safīr سفير elçilik

Sefer

Yolculuk, akın, kez

Ar safar سَفَر

Sefer tası

Aştası

Ar safar سَفَر+tas

Seferber

İşbirlikçi, ayaklanıcı, ayaklanmış, yola koyulmuş, dayanışmacı

Ar safar سَفَر+ber (Türkçe bar/var> Farsçaya ber olarak geçmiştir.)

Şeffaf

Saydam; çok ince ve ışık geçiren kumaş, tül)

Ar şaffāf شفّاف

Sefil

Yoksul, yoksun, bitik, yıkık; alçak, arsız

Ar safīl/safil سَفِيل/سَفِل

Sefir

Büyükelçi, elçi

Ar safīr سفير

Şefkat

Sevecenlik, sevgi, sevgin, sevginlik

Ar şafḳa(t) شَفْقة

Şeftali

Tombak

Fa şaftālū شفت آلو

Segmentasyon

Kesimleme, eklem

İng segment eklem

Seher

Erte, tan, tansal, gün doğumu, gün ağarması

Aram şaḥar שַׁחַר a.a. ≈ Akadca şēru

Sehim

Üleş, bölüşme, pay

Ar

Şehir

Balık, bayar, (kent: Soğdca)

Fa/OFa şahr شهر

Sekans

Dizi, ayrım

Lat sequentia < Lat sequi, secut- izlemek

Şekil

Biçim, taslak, yordam

Aram şaklīl/şiklīl שכלל

Sekreter

Yürütmen, yardımcı, danışman

OLat secretarius sır kâtibi, özel kalem müdürü < Lat secretus ayrık, gizli, özel +ari-< Lat se+cernere, cret- ayırmak, elemek

Seks

Eşey, eşeylilik, Eşeysel ilişki

Lat sexūs ayrışma, dişi ve erkek

Seksapel

Eşeysel çekicilik, eşey çekicilik

Lat sexūs ayrışma, dişi ve erkek

Seksiyon

Bölüm, oturum, ara, bölüt

Lat sexūs ayrışma, dişi ve erkek

Seksoloji

Eşeylik bilimi.

Lat & EYun > Fr & İng

Seksüel

Eşeysel

Lat sexūs ayrışma, dişi ve erkek

Sektör

Bölüm, Kol, Dal, Kesim

Lat secare, sect- kesmek

Selamet

Esenlik, erinç, dirlik

Ar salāma(t) سلامة

Selef

Eski Türkçede önel, öncel, önçek; halef-selef: öncel-arkın

Ar salaf سلف

Selektör

Seçici; gözgü, gözalım

Lat seligere, select- +or

Selenoloji

Ay bilimi

Lat & EYun > Fr & İng

Self determinasyon

Özbelirlenim, özerklik, öz yönetim

İng self determinasyon

Self servis

Kendin seç, kendin al, kendicek, kendileyin

İng self-service

Selfi, selfie

Özçekim

İng self kendi

Selfie

Özçekim

İng selfie

Sema

1. üst, yüksek, en üstte olan, 2. çatı, tavan, ayakkabının üst kısmı 3. gökyüzü, gök

Ar samāˀسماء .

Semantik

Anlambilim, Anlamsal

EYun sēmaínō σημαίνω işaret etmek

Semavi

Göksel, gökçül

Ar samāˀسماء .

Sembol

Simge, ongun

EYun symbállō συμβάλλω, συμβολ- bir araya atmak

Sembolizm

Simgecilik

EYun symbállō συμβάλλω, συμβολ- bir araya atmak

Semboloji

İmbilim

Lat & EYun > Fr & İng

Seminer

Çalıştay, toplu çalışım

Lat seminarium tohum yatağı

Semioloji

İmbilim

Lat & EYun > Fr & İng

Semiyoloji

Göstergebilim, simgebilim

EYun sēmiotikós σημιοτικός simge

Sempati

Sıcakkanlılık, sevimlilik, yakınlık

EYun sympathía/sympátheia συμπάθεια duyma

Sempatizan

Duygudaş, seven, ilgi duyan, destekçi

EYun sympathía/sympátheia συμπάθεια duyma

Semptom

Belirti, iz, im, denkgelim

EYun sýmptōma σύμπτωμα rastlantı

Semptomoloji

Belirtibilim

Lat & EYun > Fr & İng

Sendrom

Belirgi, belirti

EYun syndromḗ συνδρομή birlikte koşma

Sene

Yıl

Aram şənī שְׁנִי ≈ İbr şānāh

Senet

Belgit, antlık

Ar sanad سند

Seng

Taş

Fa sang سنگ taş

Senkron

Eş süre, eş süreli, eş anlılık, eş anlı

EYun synχrónos συνχρόνος eşzamanlı

Senkronizasyon

Eşleme, eş anlılık

EYun synχrónos συνχρόνος eşzamanlı

Sentaks

Sözdizim

EYun syntáksis συντάξις dizmek

Sentetik

Yapay, bireşimli, bireşimsel, karmaç

EYun sýnthesis σύνθεσις birleştirme

Sentez

Bireşim, karma

EYun sýnthesis σύνθεσις birleştirme

Septik

Kuşkucu

Fr scéptique kuşkucu & EYun skeptikós σκεπτικός

Septisizm

Kuşkuculuk

Fr scéptique kuşkucu & EYun skeptikós σκεπτικός

Şer

Kötülük

Ar şarr شرّ

Şerait

Koşullar

Ar şarāˀiṭ شَرَائِط

Serap

Ilgım, salgım, düş, sanrı, sanı

Arapça sarāb

Seremoni

Tören, kutlama, toy

Lat caerimonia 1. Etrüsk rahiplerinin dini törenleri < Etrüskçe olabilir?

Şerh

Çekince, irdeleme

Ar şarḥ شَرْح

Seroloji

Kan sıvısı bilimi

Lat & EYun > Fr & İng

Serpentoloji

Yılanbilim

Lat & EYun > Fr & İng

Sertifika

Öğrenim belgesi, onay belgesi, bitirme belgesi, bitirmelik

Lat certus kesin, tasdikli, onanmış

Servet

Varlık, bolluk, baylık, kazanç

Ar ṯarwa(t) ثروة

Sevk

Güdüm, gönderme, yollama

Ar sawḳ سوق

Sevkiyat

Gönderim, yollama

Ar sawḳ سوق

Seyahat

Gezi, dolaşı

Ar siyāḥa(t) سياحة

Seyir

Yolculuk, gidiş, izleme

Ar sayr سير

Seyirci

İzleyici

Ar sayr سير

Seylan

Akama, akım

Ar

Seylanî

Akımtaşı

Ar

Şeytan

Şumnu, albız, yek, yik, caytgan, çak (söylencelerde geçer)

İbranice şāṭān

Seyyah

Gezgin, gezmen

Ar sayyāḥ سيّاح

Seyyar

Gezer, gezici, taşınır, taşınabilir

Ar sayyār سيّار

Seyyare

Gezegen

Ar sayyāra(t) سيّارة

Sezon

Sürem, Dönem

Lat satio ekim mevsimi

Shitpost

İlgisiz gönderi; bayma, bunaltma

İng Shitpost

Şiar

Belgi, üzerinde anlaşılan, ilke, uzlaşı, yol andı

Ar şiˁār شِعار

Sibernetik

Güdümbilim

EYun kybernḗtēs κυβερνήτης dümenci

Şifa

Onma, erinç, iyleşim, sağlık, esenlik, dirlik

Ar şifāˀ شفاء

Şifahi

Sözel, sözlü, yazılı olmayan, sağlam olmayan, dayanaksız

Arapça şifāhī شفاهاً

Şifre

Gizyazı, Gizsöz

İt ciffra ~ Ar ṣifr صفر

Sihir

Büyü

Akad sāχiru büyücü

Şiir

Yır, koşuk

Ar şiˁr شِعْر

Şikayet

Yakınma, sızlanma

Ar şikāya(t) شكاية

Şikayetname

Yakınmalık

Ar şikāya(t) شكاية

Şike

Danışıklılık, yenilmelik, danışkı

Fr chiquer dalavere yapmak

Silah

Pusat, salum, sançı, taga, tolum, yarağ

Aram şəlaḥ שלח göndermek, fırlatmak

Şilep

Yük gemisi

Alm slēpen

Silüet

İmce, İzce, Karaltı, Gölge

Fr silhouette

Sima

Bet, yüz

Ar sīmā/sīma(t) سيما/سيمة

Simaen

Betçe, yüz olarak, yüzeysel olarak

Ar sīmā/sīma(t) سيما/سيمة

Şimal

Kuzey

Akad şumēlu

Şimendifer

Demiryolu

Fr chemin de fer demir yolu

Simetri

Bakışım

EYun symmetría συμμετρία birbiriyle orantılı olma

Simetrik

Bakışımlı

EYun symmetría συμμετρία birbiriyle orantılı olma

Simsar

Aracı

Ar simsār سمسار

Simsiyah

Kapkara

Tr sim pekiştirme+Fa siyāh/siyah سياه/سيه

Simülasyon

Benzetim, öğrence, gerçekseme, örnekseme

Lat simulare, simulat- aynı biçimde olmak

Sinerji

Güç birliği, takım gücü, ortak güç, artı güç, görevdaşlık, birliktelik

EYun synérgeia συνέργεια

Sinoloji

Çin bilimi

Lat & EYun > Fr & İng

Sinonim

Eşanlamlı, anlamdaş

EYun synónyma συνόνυμα anlamdaş

Sîret

Yaradılış, yaşam öyküsü

Ar sīra(t) سِيرة

Sirkülasyon

Dolaşım, dolanım

Lat circulare, circulat- dolanmak

Sirküler

Genelge, duyurum

Fr circulaire

Sismik

Sarsıntısal, depremsel

EYun seismós σεισµός deprem

Sismograf

Depremyazar

EYun seismós σεισµός deprem

Sismoloji

Deprembilim

EYun seismós σεισµός deprem

Sismometre

Depremölçer

EYun seismós σεισµός deprem

Sistem

Dizge, Yol, Yöntem, Düzen, Düzenek

EYun sýstēma σύστημα düzen

Sistematik

Dizgeli, dizgesel, düzenli, sürekli

EYun sýstēma σύστημα düzen

Sitioloji

Besidüzen bilimi

Lat & EYun > Fr & İng

Sitoloji

Gözebilim

Lat & EYun > Fr & İng

Siyah

Kara

Fa siyāh/siyah سياه/سيه < Sans śyāmá श्याम

Sıbyan / sübyan

Çocuklar, küçükler (çoğul) / Tekili sabi sözcüğüdür.

Ar ṣubyān صبيان

Sıfır

Kof, boş, yok

Sans śūnya शून्य hiç, Arapça Ar ṣifr صفر üzerinden batıya taşınmıştır.

Sıhhat

Sağlık, esenlik, erinç

Ar ṣiḥḥa(t) صحّة

Sıhhi imdat

Sağlık çağrı

Ar ṣiḥḥa(t) صحّة

Sınıf

Öğrenek, katman, bölüm

EYun synaphḗ συναφή bir araya gelme

Sınır

1.Eski Türklerde Taran, tarınç 2.Sonuç (Osmanlı'da sınır koruyucuları ve sınır anlamına gelirdi.) 3.Çek (Türk lehçelerinde kullanılır, çekra/çekara ise ülke sınırı demektir.) 4. Uç, ucun, tepe, yaka sözcüklerinin hepsi sınır anlamı da içerir.

EYun sýnoros σύνορος komşu, sınır

Sırf

Salt, yalnızca, ancak

Akadca ṣarāpu, Aramice ṣāraph צרפ

Skatoloji

Ağız bozukluğu

Lat & EYun > Fr & İng

Ski

Kayak

Norv ski, Nor skīdh yarma

Slogan

Sözlem

İng savaş narası ~ İskoçça sluagh gairm İskoç savaş narası

Smaç

Çivileme

İng smash çarpma

Şofben

Isıtıcı, Isıtmaç

Fr chauffe-bain< Lat calefacere ısı+ Lat bain banyo

Sofizm

Bilgicilik, bilgelik

EYun sophistḗs σοφιστής 1. usta

Şoför

Sürücü

Fr chauffeur

Sohbet

Söyleşi, aytış

Şoke

Şaşırtı, Şaşırma

Fr choc

Solidarite

Dayanışma, birliktelik, bağlanma

Lat solidus tam, sağlam

Solidarizm

Dayanışmacılık

Lat solidus tam, sağlam

Solipsizm

Tekbencilik

Lat solus yalnız + Lat ipse kendi +ism-

Solüsyon

Eriyik, Çözelti, Çözüm

Lat soluere, solut- çözmek

Sömestir

Yarı yıl, dönem; dönem dinlencesi, ara dinlence

Lat semestris altı aylık süre

Şömine

Ocak, ateş

EYun kamīnos καμίνος

Somnoloji

Uykubilim

Lat & EYun > Fr & İng

Sonbahar

Güz

Fa bahār بهار

Sosyal

Toplumsal

Lat socius yoldaş+al-

Sosyalizm

Toplumculuk

Lat socius yoldaş+alism

Sosyoloji

Toplumbilim

Lat socius yoldaş+alogy

Sosyometri

Uyumölçüm, veribilim

Lat socius yoldaş+metre

Şov

Gösteri

İng show < Ger skauan bakmak

Spam

İleti sağanağı, sağanak, çöp, gereksiz ileti

İng spam

Spekroskopi

Yayılımölçüm, yayılgıölçüm

Lat specere, spect- gözetlemek

Spektrum

Yayılgı, yelpaze

Lat spectrum

Spekülasyon

Vurgunculuk, Saptırma, Kurgu

Fr spéculation

Speleoloji

Mağarabilim

Lat & EYun > Fr & İng

Sperm

Ersuyu, döl, saçım, tarık (tohum)

EYun spérma σπέρμα saçım

Spesifik

Özgül, Özel, Özellikli

OLat specificus özellik

Spesiyalist

Uzman

OLat specialis türe ait

Spesyalite

Özellik, Uzmanlık, Özelyemek

OLat specialis türe ait

Spiker

Konuşucu, Sunucu, Anlatıcı, Sunman

İng speaker konuşan

Spiritualizm

Tinselcilik

Lat spiritualis ruha ilişkin

Spoiler

Tatkaçıran

Lat spoliare talan etmek

Sponsor

Taygan, tayak, tayançı (Eski Türkçede dayanılan kişi, nesne)

Lat sponsor kefil

Spontane

Kendiliğinden, Birden

Lat sponsus, spont- söz

Spot

Tanıtımcık, Işıntı, Benek

İng spot benek < Ger

Stabilizasyon

Kararlılık, Dengeleme

Lat stabilis sabit

Stabilize

Dengeli, Kararlı, Sıkı

Lat stabilis sabit

Stagflasyon

Durgun, şişkinlik

Staj

Yetişim, çırak, çıraklık

Lat stare, stat- durmak

Stajyer

Yetişmen, çırak

Lat stare, stat- durmak

Stalinizm

Stalincilik

Lat & EYun > Fr & İng

Stalk

İzleme, dikizleme

İng Stalk

Stand-up

Ayaküstü gırgırı, ayaküstü, eğlenti

İng standup

Standardizasyon

Ölçütleme, ölçütleştirme, ölçünleme

EFr estendard

Standart

Ölçüt, ölçün, ölçünlü

EFr estendard

Star

Yıldız

Ger sterron/stern- yıldız

Statik

Duruk, Dingin

EYun stātikós στατικός

Statü

Durum, Konum, Tüzük, Yontu

Lat statuere koymak, durdurmak

Statüko

Sürerdurum, var olan, yürürlük, durum, güncel durum

Lat statuere koymak, durdurmak

Stenograf

İmyazar

Fr sténographie

Step

Bozkır

Rus step

Stepne

Yedek, yedek teker

İng stepney

Stiker

Çıkartma

Ger stikan saplamak

Stil

Biçem, Yol, Yordam, Yöntem

Lat stilus sivri uç

Stok

Yığım, yığılım, yığımlık, bulunur, bulunuk

Ger stukk- ağaç gövdesi

Stomatoloji

Ağızbilim

Lat & EYun > Fr & İng

Stop

Dur, Durdurma, Durma

OLat stuppare tıkamak

Stopaj

Önkesinti

Fr/İng stoppage

Stratosfer

Katyuvar

Lat stratum tabaka+EYun sphaîra σφαῖρα küre

Stratus

Katman bulut

Lat stratum tabaka

Striptiz

Soyunmaca, soygu

İng strip-tease

Strüktür

Yapı, kurum

Lat structura < Lat struere, struct- dikmek

Strüktüralizm

Yapısalcılık

Lat structura < Lat struere, struct- dikmek

Sü başı / subaşı

Ordu komutanı

DLT, Sü: Asker

Sual

Soru

Ar suˀāl سؤال

Suare

Gece gösterimi

Lat serus geç

Subjektif

Öznel

OLat subiectivus

Subjektivizm

Öznelcilik

OLat subiectivus

Süblimleşme

Uçunum, Uçunma

Lat sublimis eşik-altı

Sübvansiyon

Destekleme

Lat subvenire yardımına

Sûde

1-Sürülmüş, tarla gibi işlenmiş, 2-Boyalı, sürmeli.

Far.

Suflör

Fısıldayıcı, ündeş

Fr souffler üflemek

Sükse

Gösteriş, başarı, kazanım, utku

Lat succedere, success- ardıl, sonuç

Sükunet

Suskunluk

Ar *sukūna(t) سكونة

Sükut

Susku, susma, suskunluk, dinginlik

Ar sukūt سكوت

Sulh

Barış

Ar ṣulḥ صلح

Sulhen

Barışla

Ar ṣulḥ صلح

Sulhname

Barış belgesi, ant

Ar ṣulḥ صلح

Şümûl

Kapsam, kucaklama, kapsama

Ar şumūl شُمول

Suni

Yapay

Ar ṣunˁī صنعى

Supap

Kapaç, tıkaç

Fr soupape

Süper

Üstün, ediz, üst, görklü, görkemli, üzerinde, yukarısında

Lat super üst, üzeri, yukarı

Şüphe

Kuşku, belirsizlik, kuşkulu olma

Ar şubha(t) شُبْهة

Suples

Esneklik

Lat supplex, supplic- bükülen

Sûr / sur

1.Boru, boynuz, av borusu 2. savunma duvarı, sur 3. Kıyamette üflenecek boru

Ar ṣūr صور

Surat

Bet, yüz

Ar ṣūra(t) صورة

Suret

Kılık, dışyüz, betim, özdeş, görüntü, imge

Ar ṣūra(t) صورة

Süreyya

Ülker takım yıldızı

Ar ṯurayyā ثريّا

Sürmenaj

Beyin bitkinliği, çöküntü

Fr surmenage (hayvanı) aşırı gütmek

Sürpriz

Şaşırtı, sevinti

Fr surprendre üstüne gelme, uğrama

Sürrealizm

Gerçeküstücülük

Fr surréalisme gerçeküstücülük

Süspansiyon

Asıltı, asma, asılı durma

Lat suspéndere, suspens-

Sütyen

Göğüslük, göğüsbağı

Lat sustinere, sustent-

Şuur

Bilinç

Ar şuˁūr شُعُور

Şuuraltı

Bilinçaltı

Ar şuˁūr شُعُور

Şuurlu

Bilinçli

Ar şuˁūr شُعُور

Suyavul (suyağul)

Deniz askeri, denizci yerine kullanılabilir.

Türkçe birleşik ad